1 Ağustos 2009 Cumartesi

Modern Lamine Ahşap Pencere Tasarımı

PVC pencerelerin çelik profil ile desteklenmesi gerekmektedir. PVC profiller, uzun süreli baskı altında şekil değiştirme eğilimindedirler. İçindeki saç profil köşelerden dolaşmadığı için, bazı olumsuz durumlarda PVC pencere kanadı deforme olabilir. Bunun sonucunda kanat kötü açılır ve kapanır. Deforme olmuş kanadın düzeltilmesi ise imkansızdır. Benzer zaaflar içi boş panel kapılarda da geçerlidir.
Modern ahşap pencere ve kapı sektörü için referans konumundaki Arbor ürünleri ise ahşabın doğasındaki sağlamlığı modern teknolojiyle kullanıma hazır hale getirerek çok daha büyük açıklıkları çok daha sağlam bir şekilde dolduruyor. Ahşap profil, yüzeyi parmak birleşmesiz ve budaksız, zamanla çarpılmasını ve dönmesini önleyen son teknoloji laminasyon işlemi ile üretiliyor. 0,2 mm hassasiyetle üretilen doğrama kesitleri DIN 34-1-1 D standartlarında olup birleşme morsa zıvanalı. Arbor'un bir diğer özelliği çift zıvana kullanımı.

Arbor ürünlerini geleneksel ahşap üretiminin aksine stabil kılan farklılık kullanılan SIFIRLAMA tekniği. Nem oranlarındaki farklılıkları % 2'yi geçmeyen parçalar hem X hem Z eksenlerinde birleştirilerek dönme güçleri sıfıra yaklaştırılırken, birleşim detaylarının kullanım esnasında algılanmasına izin verilmez. Lamba - zıvana birleşimlerinde ise parçaların nem farkı % 2'yi geçmez ve her bir parça % 14'ten fazla nem içermez. Kayıt birleştirmelerde hava ve su geçirmez özelliği olan çevreci D4 sınıfı tutkal kullanılır.

Arbor pencerelerindeki cam paketi altında havalandırma ve su tahliye kanalı mevcut. Cam çıtalarının cam paketinin yerleştirilmesinin ardından başsız çiviler yardımıyla sabitlenmesi ile vidasız, pürüzsüz çıta yüzeyi elde edilir. Ürün detaylarındaki çözümler ve uygulanan yüzey işlemleri ile kullanım esnasında oluşabilecek çürüme ve kemirilme risklerine karşı gereken tedbirler alınmıştır.

Arbor ahşap pencere profil kesitleri hem pencerenin ömrüne, hem kullanım kolaylığı ve estetiğine hizmet edecek şekilde tasarlanıyor. Arbor ahşap pencere profili aşağıdaki özelliklere sahip:

•Üzerine düşen su, doğrudan ve kontrollü şekilde uzaklaşır.
•Su ve nem tutan yuvalar ve kılcal derzlere izin verilmez.
•Cam takılan boşluklar, ilgili talimat ve normlara uygundur.
•Aksesuarların ürün izerinde uzun süre hizmet vermesi sağlanır.
•Profilin kenar ve köşeleri, yeterli ve düzgün boya kalınlığı oluşmasına imkan verecek tarzda tasarlanmıştır.

pencere profilleri






Arbor ahşap kapı ve pencereleriyle ilgili daha fazla bilgi için www.arbor.com.tr.

Ahşap ve Ekoloji


ağaçlandırma -->
“Ahşap toksik kimyasallarla değil, su, güneş, toprak ve havayla üretilir... “

Ahşap kendiliğinden çoğalan tek yapı malzemesidir. Ahşap kullanılırsa Dünya'da miktarı sınırlı hammaddeler tüketilmemiş olur. Ahşap güneş enerjisi ile çoğalır. Ağaç büyürken, sera gazlarından karbondioksiti kendi bünyesine katarak, bu gazın atmosferdeki miktarını azaltır. Ağaçlar 1 ton tomruk üretimi için fotosentez yoluyla yaklaşık 1,9 ton karbondioksit emip, oksijen üretir ve
500 kg karbon stoklarlar. Her yıl 1 hektar orman havada asılı duran 50 ton tozu ortadan kaldırmaktadır. Orman zeminleri özellikle yamaçlarda ağaç kökleri tarafından erozyona karşı tutulmaktadır.
-->
Diğer yapı malzemelerine nazaran ahşabın hazırlanması ve işlenmesi de minimum enerji tüketimi ile gerçekleşir. Örneğin 3 m uzunlukta çelik bir profilin üretimi 561 kWsaat enerjiye malolurken bu rakam ahşap bir profil için sadece 60 kWsaattir. Ayrıca ahşap pencereler sadece su kullanılarak temizlenebilirler.Ormanlar, CO2'yi oduna çevirerek yok ederken, 'atıkgaz' olarak saf oksijen üretirler. Bu, diğer proseslerin tam tersidir. Ahşap ancak tekrar yandığında CO2 açığa çıkar ki, bu sırada da elektrik veya ısı enerjisi üretilmiş olur. Oysa PVC'nin geri dönüşümü, bunun için gerekli tesislerin azlığı ve uzaklığından ötürü zor ve maliyetlidir.
Ağaca dayalı endüstrilerin çevrenin yanısıra yöresel ekonomilere de büyük katkısı vardır. Almanya'da ağaç işleri sektörü otomotiv sektöründen daha fazla istihdam yaratmakta, elektronikten daha fazla ciro sağlamaktadır. Almanya'da yalnız ahşap doğrama sanayiinde yaklaşık 20,000 kişi istihdam edilmekte, yılda 2,9 milyon ahşap pencere üretimiyle toplam pencere ihtiyacının önemli kısmı ahşap olarak karşılanmaktadır.
Ağacın işlenmesi neredeyse sıfır atığa yolaçar. Tüm yan ürünler ve fireler diğer kullanım alanları için kıymetli hammadde görevi görürler. Örneğin ülkemizde ahşap pencere ve kapı üretiminde lider pozisyonda olan Arbor'da tüm fire ve talaşlar işletmenin ısı ihtiyacını karşılamakta kullanılmaktadır. Ahşap, doğal döngünün bir parçasıdır ve sorunsuz şekilde yok edilir veya yeniden değerlendirilir. Arbor'da ahşap doğramalar su bazlı ve çevreci boyalarla boyandığından, bu boyalar da doğada kolaylıkla yok olurlar. PVC ve yongalevha atıklarının yokedilmesi ise büyük bir çevre problemidir.

çevre kirliliği
-->
Ahşap ürünlerin kullanımı ile ilgili yaygın bir tereddüt bu ürünlerin üretimi için kesilen ağaçlara dayanmaktadır. Gerçekten de dünyada kullanılan ağaçların bir kısmı tehdit altındaki ormanlara dayanırken bir kısmı da ekonomik mantıkla yönetilen ormanların ürünüdür.
Arbor ürünlerinde kullanılan ağaç türlerinin tümü ikinci tür ormancılığın sonucu... Bu ağaçların kullanımı üretici ülkelerin devlet politikalarınca desteklenmektedir.
Örneğin Almanya'da 200 yıldır ormanlar sürdürülebilirlik ilkesine, yani kullanılan maksimum ağaç miktarı kadar ağacın yetiştirilmesi ölçütüne göre yönetilmektedir. 1992 yılında ise Birleşmiş Milletler, Rio de Janeiro'daki Yeryüzü Zirvesi'yle, sürdürülebilir orman yönetimini küresel bir zorunluluk olarak ortaya koymuştur. Bir ormanın yaklaşık 40 yaşını geçmesiyle birlikte kerestelik ağaçlar elde edilebilir hale gelir. Çünkü bu yaştan sonra ağacın büyüme hızı neredeyse durur. Ağaçlar, büyüme esnasında karbondioksiti oksijene çevirdikleri için, doğaya en faydalı olanlar, büyüyen genç ağaçlardır. Bu yüzden, olgun ağaçların kesimi ve yeni fidanların dikimine dayanan bir yetiştirme doğa için daha faydalıdır. Almanya'da atalarının 100 yıl veya daha öncesinde oluşturduğu ormanları kullanan iki milyonun üzerinde orman sahibi bir tür nesiller arası dayanışmayla çalışırlar.
-->
Yapay ürünlerin tüketimi bunların üretimini ayakta tuttuğu gibi, orman ürünlerinin tüketimi de bu tür ormanları ayakta tutmaktadır. Bu durumda bilinçli üretilen ahşabın tüketimi ormancılığı desteklemekte, çevrenin korunmasına yardımcı olmaktadır.
ağaç

Karşılaştırılan Değer
Ahşap
PVC
Başlangıç maddesi
Su, toprak, hava ve güneş
Petrol ve ağır metaller
Geri dönüşüm
En iyi çevreci malzeme(EMPA'92)
Sorunlu
Atıkların yok edilmesi
Sorunsuz
Sorunlu
Hammadde temini
Ormanlardan
Petrokimya tesislerinden










-->
Tüm bu nedenlerle, hiçbir ülkede tehdit altındaki türlerin dışında ahşap kullanımını sınırlayan kanunlar yoktur. Oysa Almanya'da yasalar, PVC kullanımına 256 farklı kanun ile, yasak veya güçlü sınırlamalar getirmektedir.

Birlikte yaşadığınız birçok yapay malzemenin sağlığınız için risk taşıdığını biliyor musunuz?

ahşap evAhşap, oda içerisindeki nemi dengelediği için insanların sağlığına ve bağışıklık sistemine olumlu etkileri olan bir malzemedir. Bunun yanında, yüksek yüzeysel sıcaklığı nedeniyle, düşük ısı dalgalanmalarında rahat bir iç mekan sıcaklığını yakalama şansı oluşur. Bu durum odada bulunanlar tarafından belli bir düzeyde rahatlık duygusu olarak hissedilir. Yine bu yüzey sıcaklığı, buğu oluşumunu da önler.

Ahşap, belirgin ısısının yüksekliğinden dolayı aynı miktarda olduğunda diğer malzemelere göre sıcaklığının değiştirilmesi için daha fazla ısıya ihtiyaç duyar. Bu neden ortam sıcaklığı açısından dengeleyici bir görevi vardır.
Ateşte kurutulmuş bir tahta çok iyi bir elektrik yalıtkanıdır. Hava ile kurutulmuş ahşapta da yalıtkanlık belirli ölçüde aynıdır. İnsan sağlığı için olumsuz etkileri olan statik elektrik ahşapta gözlenmemiştir. Fakat metal, plastik ve diğer malzemelerde bu söz konusudur. Bu nedenle ahşap sağlıklı bir malzeme olarak önerilmiştir. İnsanın tanıdığı en eski yapı malzemesi olan ahşap, sağlığımıza her açıdan dosttur. Aynı şeyleri PVC ve MDF için söylememiz mümkün değildir.
PVC üretimi çevre düşmanı klora, kansere yolaçan vinilklorür monomerine ve etilendiklorüre dayanır. PVC üretilen fabrikaların civarında yaşayanlar su ve havada ciddi toksik madde kirliliğine maruz kalırlar. PVC üretimi esnasında, ana maddeye stabilite ve kullanım kolaylığı sağlayan birçok katkı kullanılmaktadır. Bu nedenle PVC ürünlerinin kullanımı ve atımı esnasında insanlar, ftalat, kurşun, kadmiyum, kalay ve bunlar gibi toksik maddelere maruz kalmaktadırlar. PVC'nin yanması halinde ortaya çıkan Dioksin yeryüzünde bilinen en toksik maddelerden biridir.
Ahşap yongalarının üreformaldehit reçinesi ile birbirine bağlanmasıyla elde edilen ve sunta, HDF ve MDF gibi adlar alan yonga levhalar, ucuzlukları nedeniyle mobilya, parke, mutfak dolabı ve kapılarda yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Panel ya da Amerikan kapı olarak anılan kapılar, seren ve göbek gibi gerçek kapı elemanlarına şeklen benzetilmiş yonga levhaların araları boşluklu olarak kullanılmasıyla üretilirler. Son yıllarda tamamı dolu MDF'den üretilen kapılar da kullanılmaya başlamıştır. Bu ürünlerin bünyesindeki üreformaldehit reçinesi, ortama sürekli bir şekilde, bilinen bir karsinojen olan formaldehit salarlar. İşte bu nedenle yonga levha ürünlerinin masif ahşap ürünlerle ikame edilmesi yönünde tüm dünyada artan bir bilinçlenme yaşanmaktadır.

Ahşapla insan psikolojisi arasında, rakipsiz ve doğal bir uyumluluk vardır. Ahşabın elektrostatik yük taşımaması ve doğal ısısı nedeni ile ahşaba dokunmak, hatta aynı ortamda bulunmak bile insanda olumlu duygular uyandırır. Elektrostatik yük taşıyan, yandığında insana ve doğaya zehirli gazlar yayan, PVC ve MDF gibi sentetik esaslı malzemelerde ise bu etkileşim genellikle olumsuz yöndedir. Ahşap pencere ve kapılar insanı evinde rahat ve huzurlu hissettirir.

11 Haziran 2009 Perşembe

Ahşap Pencere ve Kapı Montajı

-->
Bilindiği gibi ahşap pencere ve kapıların kaderini üretim kalitesi kadar montaj kalitesi de belirliyor. Yanlış monte edilmiş bir ahşap pencere ne kadar doğru da üretilmiş olsa müşteriyi kısa sürede mutsuz edecektir. Montaj da kullanılan bağlantı elemanlarının kalitesi de işçilik kadar önemlidir. Sektörün prestijli ürünlerinden Arbor ahşap pencere ve kapıları son derece titiz montaj talimatları doğrultusunda yerine monte ediliyor. Arbor montaj ekibi, ürünle kullanıcı arasında yıllarca sürecek olan bir dostluğa imza attıklarını bilincinde olarak, talimatlarda öngörülen tüm teknik gereklilikleri büyük bir hassasiyetle uyguyorlar.
Arbor ürünlerinde duvar ile kasa arasına yapıştırılan özel bir sızdırmazlık bandı kullanılıyor. Akrilat dispersiyonuna sahip yumuşak poliüretan köpükten yapılmış olan bu özel bant şişme özelliğinde dolayı doğrama ile kasa boşluğu arasını kapatarak hava ve su sızdırmazlığının yanında yalıtımı da sağlamış oluyor. Sızdırmazlık bandı klorlu bileşiklerden, FCKW ve halojenlerden arınmıştır. Sıcaklığa dayanıklılığı -30 C ile 100 C arasındadır. Yağış dayanıklılığı 10 yıldır.
Montaj

-->
Diğer pencere ve kapı üreticilerinin aksine Arbor'da, tüm aksesuarların yanısıra cam montajı da fabrika içerisinde yapılıyor. Ürün montaj yerine, bitmiş halde, ambalajında gönderiliyor. Ürün yerine takıldıktan sonra istenirse özel bir kaplamayla koruma altına alınıyor. Koruyucu kaplama, aynı mekandaki diğer tüm işler bittikten sonra kullanıcı tarafından kolaylıkla soyularak, uzun yıllar sürecek bir beraberlik başlamış oluyor.

Arbor’dan Üstün Yalıtımlı Ahşap Pencere ve Kapılar

İyi yalıtım değerine sahip olmayan malzemelerin daha çok enerji kaybına neden olacağı aşikardır. Tartışmasız şekilde ahşap pencere ve kapılar yapay alternatiflerinden daha iyi yalıtım değerine sahiptir. Arbor ahşabın bu temel özelliğini kendine özgü detaylarla daha da ileri seviyelere getirmiştir.
Konstruksiyon, aksesuarların kilitlemesi ve fitiller, su ve ısı sızdırmazlığını garanti altına alacak şekilde tasarlanmıştır. Dış iklim ile ara boşluk arasındaki basınç farkı, kötü hava şartlarına dayanıklı ve yuvarlatılmış köşelere sahip geçitler ile dengelenmiştir. Uygun kesitlerdeki tahliye delikleri ile suyun kontrollü tahliyesi sağlanmıştır. Türkiye'de ilk kez Arbor tarafından kullanılan su tahliye mekanizmaları %100 su tahliyesi sağlamaktadır.



Isı YalıtımıArbor pencere ve kapı ürünlerinde duvar ile kasa arasına yapıştırılan özel bir sızdırmazlık bandı kullanılır. Akrilat dispersiyonuna sahip yumuşak poliüretan köpükten yapılmış olan bu özel bant şişme özelliğinde dolayı doğrama ile kasa boşluğu arasını kapatarak hava ve su sızdırmazlığının yanında yalıtımı da sağlamış olur. Sızdırmazlık bandı klorlu bileşiklerden, FCKW ve halojenlerden arınmıştır. Sıcaklığa dayanıklılığı -30 C ile 100 C arasındadır, yağış dayanıklılığı ise 10 yıldır. Standart olarak sunulan Isıcam markalı yalıtım cam üniteleri, farklı özellikleriyle gereken yalıtım seviyesini garanti etmektedir.


Pencere DoğramalarıTüm bu üstün yalıtım tedbirleri ahşabın doğasında yeralan nefes alma özelliğini ortadan kaldırmaz. Sıradan boyaların aksine, Arbor ahşap doğramalarında kullanılan su bazlı boyalar, ağacın bünyesine nüfuz eder, nefes almasına mani olmaz. Ahşabın, kullanıcılar tarafından kolayca farkedilen bu özelliği, ortamın rutubetini almak ya da bünyesindeki rutubeti ortama vermek şeklinde kendini gösteriyor. Arbor pencerelerini kullananlar, bir anlamda, ağaçla aynı havayı teneffüs etmiş oluyorlar.

Plastik Pencereler Tarihe mi Karışıyor ?

Bazı Avrupa ülkelerinde kırk yıldır ülkemizde de hemen hemen bir o kadar süredir üretilmekte olan plastik pencerelerin artık sonu gelmek üzere. Dünyada da, ülkemizde de her geçen gün gelişerek artan çevre bilinci ve sağlık sorunları ve bu sorunlara olan duyarlılık bir dönemin daha kapanmak üzere olduğunun işaretini vermektedir.

Sağlıklarına önem veren ABD gibi, İngiltere gibi veya kuzey Avrupa ülkeleri gibi ülkeler bu konuya zaten başından beri hiç mi hiç itibar göstermediler. Suudi Arabistan gibi, körfez ülkeleri gibi zengin ülkeler de bu doğal olmayan malzemeden pek hoşlanmadıkları gibi sıcak iklim şartları da zaten plastik pencere kullanımına hiç izin vermedi. Özetle belki de bu konuya bizim kadar rağbet eden bir başka ülke olmadı.

Ne var ki polimer teknolojisinin ortaya çıkışı ve sentetik maddelerin üretilmeye başlamasından bu yana bütün dünyadaki plastik çılgınlığı insanoğlunu korkunç bir çevre sorunu ile burun buruna getirmiş oldu. Konumuz plastik pencereler olmakla beraber bu konuda elimizde yeterli veri olmaması nedeni ile plastik torbalar konusunda elde edilmiş bazı ilginç rakamları benzerliğinden dolayı gözler önüne sermek gerek. Amerikan Doğayı Koruma Kuruluşlarının araştırmalarına göre; dünyada yılda beş yüz milyar ila bir trilyon arası plastik torba kullanılmaktadır.(National Geographic News Sept. 2, 2003) Bu torbaların geri dönüştürülen miktarı sadece % 1 dir. (Christian Science Monitor News Paper) O halde bunca torba nereye gidiyor ? 1975 te yapılan bir araştırmaya göre okyanuslarda dolaşan gemiler yılda yaklaşık 3 700 000 Kg plastik torbayı denizlere boşaltıyorlar. (2008 de miktar
ne olabilir?) Halen dünya yüzeyi bir plastik çöplüğüne dönmemişse bunun nedeni deniz diplerinin giderek bir çöplüğe dönüşüyor olmasındandır. Bugün Kuzey Kutbundaki Spitzbergen yakınlarından güneyde Falkland adalarına kadar deniz yüzeyinde sık sık plastik torbalara rastlanmaktadır.(British Antartic Survey) Işık ve ısı plastiklerde kimyasal çözülmelere neden olur. Zamanla parçalanmalar devam ederek daha küçük ve daha zehirli petro-polimer partiküllere dönüşür. Bunlarda sulara, toprağa karışır. Sonuçta bu mikroskopik partiküller besin zincirine girer, işte o zaman doğal yaşam tamı tamına tehlikeye girmiştir. (World Wildlife Fund Report 2005) San Francisco plastik torba kullanımını yasaklayan ilk şehir, yakında bunu Boston ve Oakland takip edecek. Bangladeş ve Ruanda’da yasaklandı. Çin’de ve İrlanda’da ağır vergilerle hemen hemen kullanılmaz hale getirildi. Hindistan, İsrail, Kanada gibi birçok ülkede yasaklama konusunda çalışmalar var.

Plastik pencerelere gelince bunlar henüz denizlere veya topraklara dökülmedi ama bunlardaki tehlikenin boyutu daha farklı. Plastik pencereler kimyasal ismi Poli Vinil Klorür (PVC) olan bir plastik türünden yapılmaktadır. Bir petrol türevi olan Vinil Klorürün polimerleşmesiyle meydana gelen bu PVC plastikler de ısıyla ve ışıkla bozuluma uğrar, ancak bu hemen gözle görülüp farkında olunacak bir olay değildir. Gayet yavaş ve sinsi şekilde seyreden bir olaydır.

PVC, çevreye en zararlı plastik türüdür. PVC üretimi 60 larda başladı ve çok hızlı bir artış gösterdi. Endüstriyel Klor' la üretilen diğer bir kısım ürünlerin (PBC, CFC ve klorlu solventler) yasaklanması veya kısıtlanmasına rağmen bugün dünyadaki toplam klor üretiminin % 30 unu kullanan PVC’ye henüz bir kısıtlama gelmiş değil ancak yakında geleceği muhakkak. Çünkü bu plastik, üretiminden başlayan yaşam döngüsünün (LCA) her evresinde çevreye zararlı olmaktadır. En başta Dioxin denen bir zehirli kimyasalın dünyadaki en büyük kaynağıdır. Dioxin PVC nin üretimi sırasında, PVC den mamul her şeyin üretimi sırasında ve kullanımında havaya salınmaktadır. Dahası var PVC eşyanın üretiminde PVC ile birlikte birtakım zehirli katkılar da kullanılmaktadır. Bunlar, plastikleştiriciler (Plasticisers), sağlamlaşması için darbe artırıcı katkılar, ısı ve ışık dayanımını artırmak için (Stabilizör olarak) kanserojen olduğu tespit edilmiş olan Kadmiyum Baryum, Kurşun, çinko, ve kalay esaslı ağır metal tuzları, işleme kolaylığı için kaydırıcılar, toksik pigmentler gibi bir sürü ikincil zehirli kimyasallardır. En çok kullanılan plastikleştirici ftalat (DEHP) kanserojen olduğundan şüphe edilen bir kimyasaldır. Zaten Dioxin tek başına çevreye salınan kimyasalların en zehirli olanıdır. PVC den çıkan Dioxinler bugün bütün çevrede yaygın bir şekilde bulunmakta ve hatta gıda zincirine bile girmiş durumda dır. TCDD Dioksinler grubunun en öldürücü olanıdır ve şimdiye kadar insanoğlunun ürettiği en zehirli bileşiktir. Bina ve otomobil yangınlarında en sık rastlanan ölüm şekli bu zehirli dumanların solunumundan meydana gelmektedir. Bu gerçek, birçok itfaiye raporlarında yer almaktadır

Plastik pencere üreticisinin bizzat kendisinin kullananlara pencerenin koku yaptığı ve sık sık havalandırılması gerektiğini bildirmesi bile bu malzemenin sağlık konusunda nasıl bir madde olduğunu göstermektedir. Plastik pencerelerin yapıldığı plastik olan PVC 'nin böyle şaibeli oluşu çevreye duyarlılığı daha fazla olan batı toplumlarında tamamen gözden düşmesine sebep olmuş bizde ise yeni yeni bilinmeye başlanmıştır. Bu da halkın plastik pencerelerden soğumasına ve uzaklaşmasına yol açmaktadır. Plastik pencere üretimi artık düşüşe geçmiştir.

Bir diğer etmen de her şeyde olduğu gibi moda konusudur..Kırk yıla yakın bir zamandır kullanımda olan plastik pencerelerin artık modası da geçmek üzeredir. İlk başta lüks gibi görünen plastik pencereler şimdi gece kondu evlerinin tamamında kullanılmaktadır. İnşaat standardının yükseldiği sadece İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde değil, birçok Anadolu kentinde, hele turistik yörelerde milyon dolarlarla satılan lüks inşaatlarda ayağa düşen plastik pencerelerin kullanımı artık ayıp olmaktadır. Üstelik bizde de hızlı bir şekilde doğallığa ve tekrar ahşap gibi doğal malzemelerin kullanımına dönüş başlamıştır. Bu da, bariz bir şekilde plastik pencerelerin sonunun geldiğine işarettir.

Plastik pencerelerin yeniden yükselen rakibi ahşapla ilgili son yıllarda ülkemizde de ciddi birkaç yatırım yapıldı. Artık PVC pencerelerdeki çift açılım, kayar, katlanır vb tüm mekanik imkanları daha fazlasıyla ahşap pencerelerde bulmak mümkün.

14 Mayıs 2009 Perşembe

Yangın anında pencere ve kapılar


-->
Hiç kimse arzu etmese de yangınlar her sene olmaktadır, fakat bunlar artık tümüyle binaların yokolduğu yangınlar değildir. Genelde küçük çaplı bir odayı geçmeyen yangınlardır. Bu durumda bina küçük bir onarım ile yeniden kullanılabilir, tabii zehirli gazlar her noktasına nüfuz etmedi ise. Aslında bir yangının zararı, yangından sonra oluşan ikincil tabir edilen zararlardır. Ahşap pencereler yanarlar, fakat diğer malzemelere kıyasla çok daha yavaş. 90 dakikanın üzerinde yanmaya direnirler ve statik mukavemetlerini muhafaza ederler. Yangın halinde ahşap sadece yüzeyde kömürleşir ve stabilite uzun süre korunur. Üstelik az miktarda gaz ve duman oluşumuna neden olur. PVC ise çok zehirli gazlar yayar ve stabilitesini kaybeder.
Çelik gibi anorganik malzemeler dahi yanmaz özellikte olmalarına rağmen yangın açısından önemli dezavantajlara sahiptir. Yapılarda karkas görevi gören çelik ısıyla birlikte fiziksel özellikleriri kaybeder ve üzerindeki yükleri taşıyamaz hale gelerek tüm yapının çökmesine sebep olur. Oysa ahşap ısıya karşı genleşmediği gibi yanma anına kadar ısı etkisiyle kurur ve mukavemeti artar.
Ahşap ancak sıcaklığı 330 ila 520 0C' ulaştığında kendiliğinden yanmaya başlar. Böylece yanan dış yüzey, ısıya karşı güçlü bir yalıtkan olan odun kömürüne dönüşür. Ahşabın kendisinin yanısıra kömürün de yüksek yalıtım özelliği nedeniyle ağaç bir parçanın iç kısımlarını yanma sıcaklığına getirmek oldukça zordur. Bu yüzden hepimizin bildiği gibi iri ahşap kütleleri şömine ya da mangalda yakmak zordur. Tüm bunlar yeterince kalın kesitlerdeki ahşabın yanma sürecini yavaşlatmaktadır.
Tüm bunlara rağmen ahşap tabii ki yanıcı bir malzemedir. Ancak yanma ürünlerini diğer yanıcı malzemelerle karşılaştırmak gerekir. Yanma sırasında su ve karbondioksit açığa çıkar ki bunlar da zehirli değildir. Ahşabın diğer yanıcılara göre önemli bir avantajı vardır. Bünyesinde % 8 - % 15 arası su vardır. Bir ton ahşabın tutuşabilmesi için, 80 kg - 150 kg suyun buharlaşması gerekmektedir. Ahşap bir kiriş, dört tarafından yakıldığında derinliğine doğru yanmanın hızı dakikada 0.50 mm.dir ve yanmayan kısmın ısısı hiç bir zaman 100 C ' nin üzerine çıkmaz. Bunun nedeni hem içindeki su, hem de ahşabın yüksek yalıtım değeridir. Dolayısıyla kalan kısım, uzun süre stabilitesini korur.
Üretiminde hiç bir katkı kullanılmayan ahşabın aksine, PVC'nin yanıcılığını azaltmak için, içerisine flor, klor ve brom eklenmektedir. 300 C ısıda 15 dk. sonra % 80 klor, hidroklor gazı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu gaz, yangın söndürme suyu veya havadaki su buharı ile kolaylıkla çözülür ve hidroklorik asit (tuzruhu) oluşur. Sadece 1 kg PVC'den 250 g.hidroklor bileşiği açığa çıkar. Bu asit, yangından sonra bile havadaki su buharı ile sürekli oluşmaya devam eder ve bir döngü oluşturur. Hidroklorik asit damlacıkları yangından sonra yere iner ve çevreyi tahribe başlar. Betonarme yapılarda çelik donatıya kadar nüfuz ederek korozyona neden olur. Çevredeki elektronik cihazlar dahil her türlü eşyada yangından aylar sonra bile korozyon görülür. Dumana maruz kalan kişilerde bu yüzden akciğer dokusunda ve gözlerde kalıcı tahribat oluşur.
PVC pencereler yandığında ortaya çıkan en büyük zehir ise ölümcül Dioksindir. Dioksin ve hidroklorik asit tarafından tahrip edilmiş bir ortamı eski haline getirebilmek imkansız gibidir. ABD'de yılda ortalama 1 milyon yangın, ortamda mevcut olan PVC ürünler nedeniyle Dioksin gazı oluşumuna yolaçmaktadır. Dioksin, 210 farklı poliklorik dibenzodioksit ve furanı simgeler. Bu çok zehirli maddeler PVC gibi klororganik maddelerin yanmasıyla ortaya çıkar. Dioksinler kansere, bağışıklık sistemi ve karaciğerde hasara neden olur ve kromozomlar üzerinde değişiklik yapar. Bu nedenle yangınlarda ölümlerin % 80'i duman zehirlenmesinden olmaktadır.
Plastik Pencere


Az miktarda PVC'nin yanması bile bir odayı yoğun bir duman ile doldurur. Bu da kurbanların kaçış imkanlarını kısıtlar. PVC'nin yangındaki bu etkileri, sigorta şirketleri tarafından değerlendirilmektedir. Pek çok kuruluş konutlarda ve iş yerlerinde bu yüzden PVC'nin kullanılmaması gerektiğini bildirmektedirler. Ahşap pencere üretiminde hiç bir katkı kullanılmamaktadır. PVC bir klor ürünü olarak Greenpeace tabiriyle zehir mutfağından bir üründür.
PVC ürünlerin atık olarak yakılması ise ayrı bir çevre sorunudur. Bu tür durumları ortadan kaldırmak için gelişmiş ülkelerde ağır mevzuat bulunmaktadır.
Modern ahşap pencere ve kapı üretiminde kullanılan malzemelerin hemen tümü yangın anında daha az risk üretecek şekilde seçiliyor. Özel projeler için yangın geciktirici boya kullanan Arbor internet sitesinde yangın güvenliği ile ilgili birçok bilgi sunuyor: www.arbor.com.tr