11 Haziran 2009 Perşembe

Ahşap Pencere ve Kapı Montajı

-->
Bilindiği gibi ahşap pencere ve kapıların kaderini üretim kalitesi kadar montaj kalitesi de belirliyor. Yanlış monte edilmiş bir ahşap pencere ne kadar doğru da üretilmiş olsa müşteriyi kısa sürede mutsuz edecektir. Montaj da kullanılan bağlantı elemanlarının kalitesi de işçilik kadar önemlidir. Sektörün prestijli ürünlerinden Arbor ahşap pencere ve kapıları son derece titiz montaj talimatları doğrultusunda yerine monte ediliyor. Arbor montaj ekibi, ürünle kullanıcı arasında yıllarca sürecek olan bir dostluğa imza attıklarını bilincinde olarak, talimatlarda öngörülen tüm teknik gereklilikleri büyük bir hassasiyetle uyguyorlar.
Arbor ürünlerinde duvar ile kasa arasına yapıştırılan özel bir sızdırmazlık bandı kullanılıyor. Akrilat dispersiyonuna sahip yumuşak poliüretan köpükten yapılmış olan bu özel bant şişme özelliğinde dolayı doğrama ile kasa boşluğu arasını kapatarak hava ve su sızdırmazlığının yanında yalıtımı da sağlamış oluyor. Sızdırmazlık bandı klorlu bileşiklerden, FCKW ve halojenlerden arınmıştır. Sıcaklığa dayanıklılığı -30 C ile 100 C arasındadır. Yağış dayanıklılığı 10 yıldır.
Montaj

-->
Diğer pencere ve kapı üreticilerinin aksine Arbor'da, tüm aksesuarların yanısıra cam montajı da fabrika içerisinde yapılıyor. Ürün montaj yerine, bitmiş halde, ambalajında gönderiliyor. Ürün yerine takıldıktan sonra istenirse özel bir kaplamayla koruma altına alınıyor. Koruyucu kaplama, aynı mekandaki diğer tüm işler bittikten sonra kullanıcı tarafından kolaylıkla soyularak, uzun yıllar sürecek bir beraberlik başlamış oluyor.

Arbor’dan Üstün Yalıtımlı Ahşap Pencere ve Kapılar

İyi yalıtım değerine sahip olmayan malzemelerin daha çok enerji kaybına neden olacağı aşikardır. Tartışmasız şekilde ahşap pencere ve kapılar yapay alternatiflerinden daha iyi yalıtım değerine sahiptir. Arbor ahşabın bu temel özelliğini kendine özgü detaylarla daha da ileri seviyelere getirmiştir.
Konstruksiyon, aksesuarların kilitlemesi ve fitiller, su ve ısı sızdırmazlığını garanti altına alacak şekilde tasarlanmıştır. Dış iklim ile ara boşluk arasındaki basınç farkı, kötü hava şartlarına dayanıklı ve yuvarlatılmış köşelere sahip geçitler ile dengelenmiştir. Uygun kesitlerdeki tahliye delikleri ile suyun kontrollü tahliyesi sağlanmıştır. Türkiye'de ilk kez Arbor tarafından kullanılan su tahliye mekanizmaları %100 su tahliyesi sağlamaktadır.



Isı YalıtımıArbor pencere ve kapı ürünlerinde duvar ile kasa arasına yapıştırılan özel bir sızdırmazlık bandı kullanılır. Akrilat dispersiyonuna sahip yumuşak poliüretan köpükten yapılmış olan bu özel bant şişme özelliğinde dolayı doğrama ile kasa boşluğu arasını kapatarak hava ve su sızdırmazlığının yanında yalıtımı da sağlamış olur. Sızdırmazlık bandı klorlu bileşiklerden, FCKW ve halojenlerden arınmıştır. Sıcaklığa dayanıklılığı -30 C ile 100 C arasındadır, yağış dayanıklılığı ise 10 yıldır. Standart olarak sunulan Isıcam markalı yalıtım cam üniteleri, farklı özellikleriyle gereken yalıtım seviyesini garanti etmektedir.


Pencere DoğramalarıTüm bu üstün yalıtım tedbirleri ahşabın doğasında yeralan nefes alma özelliğini ortadan kaldırmaz. Sıradan boyaların aksine, Arbor ahşap doğramalarında kullanılan su bazlı boyalar, ağacın bünyesine nüfuz eder, nefes almasına mani olmaz. Ahşabın, kullanıcılar tarafından kolayca farkedilen bu özelliği, ortamın rutubetini almak ya da bünyesindeki rutubeti ortama vermek şeklinde kendini gösteriyor. Arbor pencerelerini kullananlar, bir anlamda, ağaçla aynı havayı teneffüs etmiş oluyorlar.

Plastik Pencereler Tarihe mi Karışıyor ?

Bazı Avrupa ülkelerinde kırk yıldır ülkemizde de hemen hemen bir o kadar süredir üretilmekte olan plastik pencerelerin artık sonu gelmek üzere. Dünyada da, ülkemizde de her geçen gün gelişerek artan çevre bilinci ve sağlık sorunları ve bu sorunlara olan duyarlılık bir dönemin daha kapanmak üzere olduğunun işaretini vermektedir.

Sağlıklarına önem veren ABD gibi, İngiltere gibi veya kuzey Avrupa ülkeleri gibi ülkeler bu konuya zaten başından beri hiç mi hiç itibar göstermediler. Suudi Arabistan gibi, körfez ülkeleri gibi zengin ülkeler de bu doğal olmayan malzemeden pek hoşlanmadıkları gibi sıcak iklim şartları da zaten plastik pencere kullanımına hiç izin vermedi. Özetle belki de bu konuya bizim kadar rağbet eden bir başka ülke olmadı.

Ne var ki polimer teknolojisinin ortaya çıkışı ve sentetik maddelerin üretilmeye başlamasından bu yana bütün dünyadaki plastik çılgınlığı insanoğlunu korkunç bir çevre sorunu ile burun buruna getirmiş oldu. Konumuz plastik pencereler olmakla beraber bu konuda elimizde yeterli veri olmaması nedeni ile plastik torbalar konusunda elde edilmiş bazı ilginç rakamları benzerliğinden dolayı gözler önüne sermek gerek. Amerikan Doğayı Koruma Kuruluşlarının araştırmalarına göre; dünyada yılda beş yüz milyar ila bir trilyon arası plastik torba kullanılmaktadır.(National Geographic News Sept. 2, 2003) Bu torbaların geri dönüştürülen miktarı sadece % 1 dir. (Christian Science Monitor News Paper) O halde bunca torba nereye gidiyor ? 1975 te yapılan bir araştırmaya göre okyanuslarda dolaşan gemiler yılda yaklaşık 3 700 000 Kg plastik torbayı denizlere boşaltıyorlar. (2008 de miktar
ne olabilir?) Halen dünya yüzeyi bir plastik çöplüğüne dönmemişse bunun nedeni deniz diplerinin giderek bir çöplüğe dönüşüyor olmasındandır. Bugün Kuzey Kutbundaki Spitzbergen yakınlarından güneyde Falkland adalarına kadar deniz yüzeyinde sık sık plastik torbalara rastlanmaktadır.(British Antartic Survey) Işık ve ısı plastiklerde kimyasal çözülmelere neden olur. Zamanla parçalanmalar devam ederek daha küçük ve daha zehirli petro-polimer partiküllere dönüşür. Bunlarda sulara, toprağa karışır. Sonuçta bu mikroskopik partiküller besin zincirine girer, işte o zaman doğal yaşam tamı tamına tehlikeye girmiştir. (World Wildlife Fund Report 2005) San Francisco plastik torba kullanımını yasaklayan ilk şehir, yakında bunu Boston ve Oakland takip edecek. Bangladeş ve Ruanda’da yasaklandı. Çin’de ve İrlanda’da ağır vergilerle hemen hemen kullanılmaz hale getirildi. Hindistan, İsrail, Kanada gibi birçok ülkede yasaklama konusunda çalışmalar var.

Plastik pencerelere gelince bunlar henüz denizlere veya topraklara dökülmedi ama bunlardaki tehlikenin boyutu daha farklı. Plastik pencereler kimyasal ismi Poli Vinil Klorür (PVC) olan bir plastik türünden yapılmaktadır. Bir petrol türevi olan Vinil Klorürün polimerleşmesiyle meydana gelen bu PVC plastikler de ısıyla ve ışıkla bozuluma uğrar, ancak bu hemen gözle görülüp farkında olunacak bir olay değildir. Gayet yavaş ve sinsi şekilde seyreden bir olaydır.

PVC, çevreye en zararlı plastik türüdür. PVC üretimi 60 larda başladı ve çok hızlı bir artış gösterdi. Endüstriyel Klor' la üretilen diğer bir kısım ürünlerin (PBC, CFC ve klorlu solventler) yasaklanması veya kısıtlanmasına rağmen bugün dünyadaki toplam klor üretiminin % 30 unu kullanan PVC’ye henüz bir kısıtlama gelmiş değil ancak yakında geleceği muhakkak. Çünkü bu plastik, üretiminden başlayan yaşam döngüsünün (LCA) her evresinde çevreye zararlı olmaktadır. En başta Dioxin denen bir zehirli kimyasalın dünyadaki en büyük kaynağıdır. Dioxin PVC nin üretimi sırasında, PVC den mamul her şeyin üretimi sırasında ve kullanımında havaya salınmaktadır. Dahası var PVC eşyanın üretiminde PVC ile birlikte birtakım zehirli katkılar da kullanılmaktadır. Bunlar, plastikleştiriciler (Plasticisers), sağlamlaşması için darbe artırıcı katkılar, ısı ve ışık dayanımını artırmak için (Stabilizör olarak) kanserojen olduğu tespit edilmiş olan Kadmiyum Baryum, Kurşun, çinko, ve kalay esaslı ağır metal tuzları, işleme kolaylığı için kaydırıcılar, toksik pigmentler gibi bir sürü ikincil zehirli kimyasallardır. En çok kullanılan plastikleştirici ftalat (DEHP) kanserojen olduğundan şüphe edilen bir kimyasaldır. Zaten Dioxin tek başına çevreye salınan kimyasalların en zehirli olanıdır. PVC den çıkan Dioxinler bugün bütün çevrede yaygın bir şekilde bulunmakta ve hatta gıda zincirine bile girmiş durumda dır. TCDD Dioksinler grubunun en öldürücü olanıdır ve şimdiye kadar insanoğlunun ürettiği en zehirli bileşiktir. Bina ve otomobil yangınlarında en sık rastlanan ölüm şekli bu zehirli dumanların solunumundan meydana gelmektedir. Bu gerçek, birçok itfaiye raporlarında yer almaktadır

Plastik pencere üreticisinin bizzat kendisinin kullananlara pencerenin koku yaptığı ve sık sık havalandırılması gerektiğini bildirmesi bile bu malzemenin sağlık konusunda nasıl bir madde olduğunu göstermektedir. Plastik pencerelerin yapıldığı plastik olan PVC 'nin böyle şaibeli oluşu çevreye duyarlılığı daha fazla olan batı toplumlarında tamamen gözden düşmesine sebep olmuş bizde ise yeni yeni bilinmeye başlanmıştır. Bu da halkın plastik pencerelerden soğumasına ve uzaklaşmasına yol açmaktadır. Plastik pencere üretimi artık düşüşe geçmiştir.

Bir diğer etmen de her şeyde olduğu gibi moda konusudur..Kırk yıla yakın bir zamandır kullanımda olan plastik pencerelerin artık modası da geçmek üzeredir. İlk başta lüks gibi görünen plastik pencereler şimdi gece kondu evlerinin tamamında kullanılmaktadır. İnşaat standardının yükseldiği sadece İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde değil, birçok Anadolu kentinde, hele turistik yörelerde milyon dolarlarla satılan lüks inşaatlarda ayağa düşen plastik pencerelerin kullanımı artık ayıp olmaktadır. Üstelik bizde de hızlı bir şekilde doğallığa ve tekrar ahşap gibi doğal malzemelerin kullanımına dönüş başlamıştır. Bu da, bariz bir şekilde plastik pencerelerin sonunun geldiğine işarettir.

Plastik pencerelerin yeniden yükselen rakibi ahşapla ilgili son yıllarda ülkemizde de ciddi birkaç yatırım yapıldı. Artık PVC pencerelerdeki çift açılım, kayar, katlanır vb tüm mekanik imkanları daha fazlasıyla ahşap pencerelerde bulmak mümkün.